3 Nisan 2015 Cuma

Samanlığı Seyrana Çevirme Hikayem ;)

   Bu benim ilk blog deneyimim. Hatta nasıl kullanılır onu bile bilmiyorum. Öğrenirim elbet.
  Ben eski olan her şeyi seviyorum. Yaşanmışlıkları olan, anısı olan... Eskileri onarmayı seviyorum. Eski şarkıları seviyorum... Renkleri seviyorum. En çok maviyi... Olmadık eşyayı olmadık yerde kullanmayı seviyorum. Yağmurdan sonra toprak kokusunu seviyorum. Ebegümecini, akşam güneşini...
Mektup yazmayı seviyorum.. Evde pişen yemek kokusunu... Limon çiçeği kokusunu... Lavantanın her türlüsünü... Vefayi seviyorum. Dürüstlüğü seviyorum... Kahvenin dostla içilenini seviyorum... Paylaşmayı seviyorum... Elbiseleri seviyorum en çiçeklisinden... Süprizleri seviyorum. Kargo paketinden çıkmayı ansızın...  Oyalı yazmaları, kilimleri, el dokuma halıları, pirinç kulpları. .. Geleni, gideni,  hiç gelmeyeni hepsini seviyorum...
    Bu blogu açma sebebim aslında belki birilerine ses olurum,  belki umut ya da görmedikleri bir yol açılır görürler benim vesilemle...  Biraz maddi sebepler, biraz zamansızlık, birazda eski anılara bağlılıktan dolayı evlenirken pek fazla eşya alamamıştık. Hatta ilk bir yıl buzdolabı bile yoktu ;)
Ordan burdan kullanılmayan eşyaları topladık, tamir ettik, boyadık... Zor günler oldu ama mutlu olmayı başardık... Her şey  yeni eşya, yeni ev demek değil ki demek bu blog. Samanlığı seyrana çevirmek demek...  Dönüştürmek demek... Yoktan var etmek demek...
   Saçları kısa kestirildiği için hiçbir müsamerede pamuk prenses olamamış bir kızın  başından geçenler geçecekler işte; )
 Güzel bir yolculuk olur umarım...
 Güzel şeyler için şimdi değilse ne zaman, ben degilsem kim? diye çıktım yola benden sizlere Merhaba ;) ;)

2 yorum:

  1. hosgeldiniz blog alemine. ne iyi ettinizde geldiniz. bircok sevdigim seyi sevdiginizi gordum, mutlu oldum:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşbuldum; ) ;) teşekkür ederim; ) ;) ;) Sevgiler. ..

      Sil