23 Nisan 2015 Perşembe

Eşyaların Dönüşüm Hikayeleri 2

       

       Bu koltuğun dönüşüm hikayesi onu bir şenlik için gittiğim köy meydanında görmemle başladı. Köy ahalisinden rica edip istedim.  Seve seve verdiler. Ama koltuk o kadar kötü durumdaydı ki eşim bile umutsuz bakıyordu bu duruma. Zaten benim eşyaları dönüştürme işime pek de alışamamıştı. Samanları dışına çıkmıştı.  Samandan yastık görmüştüm ama koltuk ilk defa görüyordum.


Oturma minderi hariç her yeri saman olan koltuğu maket bıçağıyla kesip   önce eski döşemesinden, sonra samanından ve yıllardır oluşmuş böcek yuvalarından arındırdık. 

Sonra ahşap oyma kısımlarının içine işlemiş topraktan arındırmak için yıkadık. Yıkadıkça  çamur çıktı. Oymaları  da ortaya çıktı.  Sonra bizim mahalledeki döşemeci amcaya emanet ettik. Önce böceklerin oyduğu kısımları bir macunla doldurdu.   Sallanan kısımlarını sağlamlaştırdı.  Boyası cilası döşemesi derken koltuğumuza kavuştuk . 

Şimdi gördüğüm bütün eski koltukları kaplayasım  onarasım yalnızlığından kurtarasım  var ama evde yer kalmadı  artık...
Bir eşyanın daha dönüşüm hikayesi de böylece bitti.
Sevgiler. 





7 Nisan 2015 Salı

Eşyaların Dönüşüm Hikayeleri 1

   
   Merhaba. Bu berjerin hikayesi  kiracı olan yan komşumuzun kullanılmayan alt katında  onu görmemle başladı. Sonra ev sahibinden rica edip istedim, o da verdi sağ olsun.  Ev sahibi eve gelin gelince beğenmeyip bir kenara kaldırdığı berjeri istememe  oldukça şaşırdı aslında.
  Bu berjerin ilk hali.

  Yaklaşık 15 yıldır orada durduğu için  toz içindeydi. Berjeri ilk önce  bir güzel yıkadıktan sonra eski lastiklerinden kurtulduk. Sallanan yerleri sağlamlaştırdık.  




   Sonra sıra boyamaya geldi.  Boya olarak ipeksi mat yağlı boyanın  bej rengi seçtim.  Artık  yağlı boyada renk sınırlaması yok. İstediğiniz tonu yapabiliyorlar. Önce zımpara yapıp sonra boyadık. Ama tamamını kapatacak şekilde değil ahşaplarda yer yer görünecek şekilde boyadık. 


Sonra metresini 7 liraya aldığım kumaştan kılıf diktirdim. Süngerleri yenilendi. 
Sonuç olarak biz çok beğendik. Çok güzel bir kahve içme köşesi oldu. Umarım birilerine fikir verir.  Yardımcı olur bu yazılar.  Her şey almakla olmuyor. Seviyorum yenilemeyi  yoktan var etmeyi... 
Sevgiler  ;) ;)

                    


          


         



3 Nisan 2015 Cuma

Samanlığı Seyrana Çevirme Hikayem ;)

   Bu benim ilk blog deneyimim. Hatta nasıl kullanılır onu bile bilmiyorum. Öğrenirim elbet.
  Ben eski olan her şeyi seviyorum. Yaşanmışlıkları olan, anısı olan... Eskileri onarmayı seviyorum. Eski şarkıları seviyorum... Renkleri seviyorum. En çok maviyi... Olmadık eşyayı olmadık yerde kullanmayı seviyorum. Yağmurdan sonra toprak kokusunu seviyorum. Ebegümecini, akşam güneşini...
Mektup yazmayı seviyorum.. Evde pişen yemek kokusunu... Limon çiçeği kokusunu... Lavantanın her türlüsünü... Vefayi seviyorum. Dürüstlüğü seviyorum... Kahvenin dostla içilenini seviyorum... Paylaşmayı seviyorum... Elbiseleri seviyorum en çiçeklisinden... Süprizleri seviyorum. Kargo paketinden çıkmayı ansızın...  Oyalı yazmaları, kilimleri, el dokuma halıları, pirinç kulpları. .. Geleni, gideni,  hiç gelmeyeni hepsini seviyorum...
    Bu blogu açma sebebim aslında belki birilerine ses olurum,  belki umut ya da görmedikleri bir yol açılır görürler benim vesilemle...  Biraz maddi sebepler, biraz zamansızlık, birazda eski anılara bağlılıktan dolayı evlenirken pek fazla eşya alamamıştık. Hatta ilk bir yıl buzdolabı bile yoktu ;)
Ordan burdan kullanılmayan eşyaları topladık, tamir ettik, boyadık... Zor günler oldu ama mutlu olmayı başardık... Her şey  yeni eşya, yeni ev demek değil ki demek bu blog. Samanlığı seyrana çevirmek demek...  Dönüştürmek demek... Yoktan var etmek demek...
   Saçları kısa kestirildiği için hiçbir müsamerede pamuk prenses olamamış bir kızın  başından geçenler geçecekler işte; )
 Güzel bir yolculuk olur umarım...
 Güzel şeyler için şimdi değilse ne zaman, ben degilsem kim? diye çıktım yola benden sizlere Merhaba ;) ;)